BİZ KİMİZ?
Ahir zamanın iman ve itikada temas eden dehşetli günahları içerisinde ve yine bu günahların dehşetinin daha önce hiçbir devirde bu kadar hissedilmediği bir zamanda, Allah’ın yardımıyla şiddetli ihtiyacımıza binaen; manevi hastalıklarımıza şifa olacak Kur'an tefsiri Risale-i Nur hakikatları ile tanıştık.
Her derde deva olan Kur’an’ın, bu asrın insanlarının manevi hastalıklarına deva olan bu hakikatlarını nefsimizde tecrübe ettik ve çok faydasını gördük. Bizler gibi bu hastalıklara müptela olmuş, şifa arayan insanlara bu hakikatları ulaştırmayı kendimize bir borç bildik ve bu borç ile uzun bir yola çıktık...
Efendimiz’in (sav) “ümmeti ümmeti” derdiyle, Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Kur’an ve Hadisler ışığında koymuş olduğu düsturlara azamî riayet ederek, Kur’an-ı Kerîm’in bu nurlu hakikatlarını insanlara ulaştırma gayesine hizmet ederken; hiçbir siyasî amaç gütmemeye ve insanlardan para, himmet vs. talep etmemeye ve sadece Allah rızası için bu iman ve Kur’an hizmetini yapmaya niyet ettik.
Maksadımız ve yegane gayemiz imanımızı kurtarmaktır, imana ve Kur’ana hizmettir.
Teneffüs Vakti İlim ve Kültür Derneği İçişleri Bakanlığına bağlı, faaliyetleri denetlenen resmî bir dernektir.
NEDEN TENEFFÜS VAKTİ?
Her derde deva olan Kur’an’ın, bu asrın insanlarının manevi hastalıklarına deva olan bu hakikatlerini nefsimizde tecrübe ettik ve çok faydasını gördük. Bizler gibi bu hastalıklara müptela olmuş, şifa arayan insanlara bu hakikatleri ulaştırmayı kendimize bir borç bildik... Peki bu borcu nasıl ödeyecektik? Bu hizmeti nasıl ve ne tarzda yapacaktık?
Bu zamanda Nurlarla hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celbetmekle olur. (Risale-i Nur, Lem’alar)
Üstad hazretlerinin bu cümleleri Risale-i Nur’daki iman hakikatlerini insanlara ulaştırırken nasıl bir yol izlememiz gerektiğini bizlere ders veriyordu. Her tarafta ilânat… Muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celbetmek… Yani: bakış açısı, fikri, sınıfı ne olursa olsun her kesimden insana ulaşmamız, onlara bu hakikatleri duyurmamız ve dikkatlerini bu hakikatler üzerine çekmemiz lazımdı. Bu ise dünya nüfusunun yaklaşık olarak yarısının kullandığı interneti ve sosyal medyayı kullanmak ile anca olabilirdi.
İnterneti ve sosyal medyayı kullanmaya karar vermiştik. Fakat her kesimden ve fikirden insanın olduğu bu sanal dünyada, iman ve Kur’an hizmetinden hariç hiçbir gaye gütmediğimizi insanlara hissettirmemiz ve ne olursa olsun insanların aklında tek bir soru işareti dahi bırakmamamız lazımdı. Çünkü: “İnsan bilmediği şeye düşmandır.” sırrınca, insanların kafasında oluşabilecek tek bir şüphe onları bu hakikatlere düşman etmeye yetebilirdi.
Bu sebepten çalışmalarımızı insanlara sunarken bizi tanımlayacak ve insanların bize güvenmesini sağlayacak bir kimliğe ve markalaştıracağımız bir isme ihtiyacımız olduğunu fark ettik. İnterneti kullanan insanların çoğunluğunun genç olduğu da göz önüne aldığımızda; bu ismin gençlerde ön yargı oluşturmaması ve onları korkutmaması lazım olan bir isim olması gerektiğine karar verdik.
Yoğun bir isim arayışının ardından Risale-i Nur’daki şu veciz cümleye rastladık:
…şu kasavetli, ezici ve sıkıntılı, geçici ve zulümatlı ve boğucu olan ahval-i dünyeviye (dünya halleri) içinde, elbette teneffüse pek çok muhtaçtır ve ancak namazın penceresiyle nefes alabilir. (Risale-i Nur, Sözler)
Gerçekten de insanı böyle daraltan, ezen, sıkan, boğan bu karanlık dünya halleri içerisinde, insan teneffüs etmeye pek çok muhtaçtır. Ancak namazın ruhunda açtığı pencere ile nefes alabilir. Namaz ve namazın içerisinde saklanmış olduğu diğer ibadetler ise, bu zamanda ancak kuvvetli bir iman dersi ile mümkün olabilir. Demek insanın bu iman hakikatlerini öğrenebileceği yerler, onları bu sıkıntılı hallerden teneffüs ettirebilecek yerlerdir; diyerek ismimizin Teneffüs Vakti olmasına karar verdik.
Risale-i Nur’da “teneffüs” ve “teneffüs vakti” kelimelerinin geçtiği diğer yerleri de inceleyince, yapmak istediğimiz hizmete ne kadar münasip bir isim seçtiğimizi bir kez daha anlamış olduk. Böylece Teneffüs Vakti İlim ve Kültür Derneği resmen kurulmuş oldu.
Biz Kimiz, Kime/Kimlere Bağlıyız, FETÖ'yle Bağlantımız Var Mı?
Eşinizin dostunuzun, anne-babanızın en çok merak ettiği ve korktuğu o soruları cevapladık!