Tefekkür

Ya Muhammedi (ASM) Olacağız Yada Süfyani

📌Zaman hadisat bize gösteriyor ki mimsiz medeniler ile aramızdaki mesafe çok derin. Bediüzzaman hazretlerinin
“Umûr-u diniyede müsamaha veya teşebbühle medenîlere yanaşmayın. Çünki aramızdaki dere pek derindir. Doldurup hatt-ı muvasalayı temin edemezsiniz. Ya siz de onlara iltihak edersiniz veya dalalete düşer boğulursunuz.” cümlesi her geçen gün hakikatını ifade ediyor
📌Kur’an ve sünneti yaşama gayretinde olduğumuz ve bu iki noktada salabetimiz arttığı nisbette sistemi “şehvet” “menfaat” “riya” gibi ahlaksızlıklar üzere kurulu bu sitemin fikriyatında hissiyatında olanlar tarafından sevilmeyeceğiz ve sevilmemeliyiz.
📌İslama hizmet yaftası veya muvazenesiz şefkat ile aradaki uzun mesafeyi kapatıp “bu zamanda” veya “herkese ulaşma” gibi kelamlar şeriattan taviz vererek, “sende haklısın” gibi sözlerle ile onlara şirin gözükmek ve yanaşmaya çalışmakla sistemin içine düşmekten başka hiç bir kazancımız olmayacak.
📌Onların insaniyeti bitiren alçaklığı yani deniyyeti medeniyet iddiası ile sundukları “dinlerine” uymadıkça asla bizden memnun olmayacaklar. İnsaniyetin âlî mertebelerine ulaşma yolunun yegane metodu olan hakikat-ı islamiye onlara göre “karanlık” bu yolun nurlu tabileri her daim “yobaz” olacak.
📌Netice Ya Süfyani olacağız ya da Muhammed’i (asm). Hem ordan hem burdan görünmek ise onlara göre “ılıman müslüman” islama göre ise “münafıklıktır”. Yani ortası yok…