Tefekkür

Bir Kapıda Eşik Olmak

BİR KAPIDA EŞİK OLMAK
Tasavvufta eşik denilince mahviyet gelir akla. Eski cami ve yapıtlarda kapı eşiklerine baktığımızda kalınlığına rağmen yıllarca bâr olduğu kapıda erimiş kalınca mermerleri görürüz. Mermer kalındır amma bir kapıda yıllarca durduğu için kalınlığından eser kalmayıp adeta kapıya mecz olmuştur.

📌Bu aşınmış mermerler bize manevi terakki, istikametli bir hizmet için çok önemli bir dersi verir şöyle ki;
Bir usûl, bir tarz ile hareket edip, bizi ve bizim nefisimizi ve onun zaaflarını bilen birileri ile bir olup bu zaaf ve fazlalıklardan kurtulup manen şekle girmek mermer gibi kalın nefsi emmareyi bir kapıda eritmek esas olmalı.

📌Fakat nefsi emmaremizin gurur, kibir ve hürriyetinden ve zaaflarından fedakarlık yapmak istemediğimiz için bir kapıda eşik olmaktan kaçıp her kapıda paspas olmayı tercih ederiz.

📌Nefse zor gelen bu hakikata boyun eğmekte direndiğimiz ve bir kapıda nefsi emmarenin fazlalıklarından kurtulmaktan kaçtığımız nisbette bir kapıdan başka bir kapıya koşup sözüm ona Allah denilen veya kitap okunan her yerdeyim mantığı ile hareket ettiğimiz nisbette ilerleyen zamanlarda bir kapıyı diğerine, diğerini berikine kıyas edip hakikattan ve hizmetten uzaklaşacağız ve ilahlaştırdığımız nefsi emmaremize temas ettirmemek için bu kapıları alternatif olarak kullanacak nefsi emmaremizi ve onun en sevdiği unsurlar olan rahat ve özgürlüğümüze temas ettirmeyip eritmeyerek manen terakki edeceğimizi zannedip her taraf olup neticede bertaraf olacağız.

📌İmam-ı Rabbani’nin (r.a) Üstada yaptığı “Tevhid-i kıble et.” Yani: Birini üstad tut, arkasından git, başkasıyla meşgul olma.” ikazını rehber yapmak esastır.