Tefekkür

Burağa Bindim

📌Burak “parıldamak, şimşek çakmak” anlamına gelen Arapça berk (البرق) kelimesinden türetilmiş olup renginin saf ve parlak oluşu veya çok hızlı hareket edişi sebebiyle bu adı almıştır. Efendimize (asm) miraçta bineklik yapmış bir at.
📌Risale-i Nur içerisinde de hızlı hareket etmeyi ve manevi bir binek gibi manalara gelen şekilde kullanılmış.
📌Tahkik mesleğimiz üzerine Burak metaforu alemime şöyle ifade edildi.
Zahirden hakikata hızla geçtiğimiz andaki şuur sıçrama halimiz süratle hakikata intikalimizin ifadesi.
📌Bu hal mücerred yani soyut olan bu şuur hali somutlaştırılmak ve varlık sahasında onunla anlaşılması adına Burak olarak bir at şeklinde tasavvur edilmiş.
📌Bugün bu hakikatı bir kardeşimizin sormasına binaen Süleyman efendiyi okula bırakırken yürüyüş esnasında tefekkür ederken nazarıma yola kenarındaki sarı çiçekler ilişti.
📌Sarı çiçekleri görünce 🌼 Üstadın 📕Bir tepeciğin eteğinden geçerken, parlak bir sarıçiçek nazarıma ilişti. Eskiden vatanımda ve sair memleketlerde gördüğüm o cins sarıçiçekleri derhatır ettirdi. Şöyle bir mana kalbe geldi ki: Bu çiçek kimin turrası ise, kimin sikkesi ise ve kimin mührü ise ve kimin nakşı ise; elbette bütün zemin yüzündeki o nevi çiçekler, onun mühürleridir, sikkeleridir. 📕 şeklindeki tefekkürü getirildi.
📌 Bir sarı çiçekten yeryüzü bahçesindeki bütün sarı çiçeklere oradan onlar üzerinden tevhid mertebelerine ulaşması aklıma getirildi.
📌 Burak rivayetlerde kişinin gözünün gördüğü yere adımını atan bir binek olarak ifade ediliyor ve şunu anladım ki burada göz manevi anlamda tefekkürün genişliği ile bir sarıçiçekten yeryüzündeki bütün çiçeklere adımını atan şuur halini ifade ediyor.
📌Allahualem burada bu şuur hali ahirette Burak olarak cisimleşecek
📌Yine Burak üzerine hadislerde yaptığım küçük bir araştırma ile şuna rastladım ki bu da dünyamdaki manayı kuvvetleştirdi.
📌Rivayetlerde Bırak İbrâhim’in (as) bineği olarak ifade edilir ki Risale-i Nur’un tefekkür metodu İbrahim’i (as) bir metod olarak bizlere ders verilir.
📌Bu haliyle Burak alemimde mistik bir cisim olmaktan çıktı ve her an iman-ı tahkiki nispetinde binebileceğimiz hatta binip indiğimiz bir şuur hali ve binek oldu.