Tefekkür

Dışı Süslü İçi Harab İnsanlar

📌Kur’an ve Hadislerle ifade edilen meselelerde bakış açımızı tanzim eden Muhakemat’ta geçen
📕Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur.
📕 cümlesini bir kanuniyet olarak insana tatbik edebiliriz.
📌İnsanın lübbü cismaniyeti olmayıp
melekut boyutu yani kalp,ruh,vicdan vs gibi yönleridir. İnsanın kışrı ise cesed yani mülk boyutudur.
📌Kışır yani kabuk asla gereksiz ve önemsiz değildir. Yani cesed ve cismaniyet kabuk olarak özü kalbi,ruhu vicdanı korur ve bu manevi cihazatlar cesed üzerinden varlıkla ilişki kurar anlam yüklemesi yapar.
📌Ama kışır yani cesed asla esas değildir. Amaç olmamalı araç olmalıdır.
📌Fakat bu maddeperest asır maddeyi putlaştırdığı gibi insanın maddesini yani kışrı olan cesedi de öyle bir pıutlaştırmış ve maksudu bizzat yapmış ki , cesedi süslemekten kalp,ruhunu unutturmuş.
📌Ve neticede de ortaya da sürekli dışını süslemekle uğraşan fakat içleri harab insanlar ortaya çıkmış.
📌İnsan harap olan iç yani lübbünün unutmasının faturası da bu dünyada peşin azab olarak iç dünyasında yaşadığı psikolojik sıkıntılar toplum hayatında bitmeyen kavgalar,yayılan ahlaksızlık ve payimal olan aile hayatı olarak yaşıyor.
📌Eğer kendini iman eğitimine tabi tutup cesedi araç kalp ve ruhu vicdanı amaç ve esas yapıp bu yönlerinin gıdasını olan maneviyata yönelmezse ahirette de büyük bir azaba müstahak olacak