Giriş İhsandan Çıkış Hasandan

📌 Bizler zaîf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde, gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’aniye omuzumuza ihsan-ı İlahî tarafından konulmuş şahsi ihtiyar ve gayreti olmadan nûranî daireye atılmış insanlarız.
📌Bu hizmete giriş ihsan-ı ilahi nevinden olmasına rağmen daire içerisinde tutunmak ve devamında daha aktif bir şekilde istihdam edilmek “kişi için ancak çalıştığı vardır” sırrınca bizim kesbimize bina ediliyor.
📌Vücudi haricisi olmayan şartı adi nevinden şiddetli ihtiyaç ve talebi hâl ve fiil olarak göstermeyip tembellik,tenperverlik yada lüks ve imkanların fazlalığı neticesi olan saltanata,rahata düştüğümüzde omuzumuza ihsan-ı ilahi olarak konulan bu kudsi dava liyakatsızlığımız nedeni ile gadab-ı ilahi ile alınır.
📌Eğer bu durumda enfüse dönüp baş sorumlu olan nefs-i emmaremizle mücahadeye girmezsek hariçte birilerine suçlama psikolojisi ile hakikatten ve daireden gitgide uzaklaşacağız.
📌Hizmet ve ona taalluk eden yerler dinlenme tesisleri hizmete ait imkanlar şahsi saltanatımızın rahatı için verilmiş imkanlar değildir.
📌İçinde bulunduğumuz konum ve verilen imkanlara göre çok ince hesabın görüleceği alem-i ahirette hali hazırdaki imkanlar ile çok büyük manevi mesuliyetlerimizin var olduğunu ve büyük hesaplara tabi tutulacağımızı her daim şuurumuzda canlı tutmak zorundayız.