Doğruluk

📌Sıdk ve doğruluk Efendimizin (asm)’ın gerek peygamberlikten önce ve gerek sonra en büyük hususiyeti olmuş.
📌Ve Muhammed’ül Emin (asm)‘dan ders alan ashabı kiram (R.A ec.) ve onun has şakirdi olan ehlullah için yalan iman ile yanyana gelmeyen bir şey vasıf olmuş.
📌Bu asrın imamı Üstad hazretleri de Kur’an ve Efendimiz (asm) aldığı dersle hayatında zerre miktar yalana yer vermemiş. Hatta sonunda ölüm bile olsa hayat gibi mesele için bile yalana tenezzül etmeyeceğini

📖Biz ki hakikî müslümanız. Aldanırız, fakat aldatmayız. Bir hayat için, yalana tenezzül etmeyiz.
Tarihçe-i Hayat – 72📖 cümlesi ile açık ve net şekilde ifade etmiş.

📌Ama maddeperest ve ahirete gözü kapalı enaniyet ve benlik asrı olan bu asırda yalan, pembesi moru ile maalesef müslümanların hayatında çok ciddi yer etmiş.
Bırakın hayat gibi elzem bir meseleyi cüz-i basit bir dünyevi kazanç uğruna yalana başvurur hale gelmişiz.
📌Hatta hayat gibi bir mesele için yalana tenezzül etmeyen bir zatın kitaplarını okuyup bununla insanların imanına kuvvet verdiğini iddia edenlerin cüzi işler için veya cüz-i bir menfaati celp etmek veya kendine ait kusurları örtbas edip insanların karalamak ve nefsini temize çıkarmak için yalana başvurur hale gelmeleri vehametin bir başka boyutu.

📌S- Herşeyden evvel bize lâzım olan nedir?
C- Doğruluk.
S- Daha?
C- Yalan söylememek.
hakikatı ile yalanın hükümferma olduğu bu asırda sıdk ve doğruluğu şiar edinenlerden olmak duası ile…