Hümanistmiyiz Ehli İman mı?
📌Bir tarafta vahyin amel-i salih tanımı ile hümanizm yani din hakikatına ve onun kaynağı olan vahye tabi olmadan insanın iyilik yetisine sahip olduğu iddiasındaki felsefi görüş.
📌Hümanizm yani vahye tabi olmayan insanların yaptığı iyilikler ile vahye kulak veren bir mü’minin yaptığı iyilikler arasında ki farkı nedir?
📌Hümanizmin kaçırmış olduğu nokta ve ehl-i imanın da yapmış olduğu iyiliklerin amel-i salih olması için temel kriter şudur ki;
📌Esas olan iyilik yapmak değil Allah adına iyilik yapmaktır. Yani esas olan iyi insan olmak değil iyilik kaynağının Allah olduğunu idrak etmektir. İnsanın tanımını vahye dayandırmayan sünnet ile yorumlamayıp “ayinedarlığını unutup” “nefsi emmaresini hayrın kaynağı görüp” bunu “benliğinden bilen” ve yaptıklarının içine “benliğinden “ bir şeyler koyup beklenti içine giren her kişinin yaptığı iyilikler “hümanizm” hesabına geçer. Ve o kişi iyi bir mü’min değil iyi bir hümanist olur. Alacağı karşılıkta kuru bir teşekkür ve alkış olur.
📌Bu sırrı Bediüzzman “hayır o vakit hayır ola ki Allah için ola” cümlesi ile özetler. Şimdi soralım hümanistmiyiz yoksa ehl-i iman mı?