Tefekkür

Mantuk Bihâ Ehli Miyiz? Meskut Anhâ Ehli Miyiz?

📌Hikmet kitâbı olan Kur’an-ı Hâkim’i tefsir eden ve veraset-i nübüvvet makamından Kur’an’ı tefsir eden ve Hâkim esmasına azami mazhar olan eserleri okurken (hassaten Risale-i Nur külliyatını) ilk muhatap olduğumuz kısım müfessirlerin el-hikmetü’l-mantûk bihâ diye tabir edilen dile getirilmiş hikmet kısmıdır. Ve bu hikmet muhatap olunan eserlerin zahirinde satırlarda bulunur uzun süreli okuma ve talimle elde edilebilen kısımdır.

📌Fakat Kur’an’ı veraset-i nübüvvet makamından ders veren eserlerde bulunan ikinci hikmet ise el-hikmetü’l-meskût anhâ diye tabir edilen dile getirilmeyen hikmet kısmıdır. Bu hikmeti satırların zahirinde göremeyiz. Bu kısım için çok ciddi bir talep ve dua gerektir. Uzun uğraş ve yoğunlaşma ile ulaşılabilecek belkide en lezzetli ve bir o kadar zor ve tehlikeli olan kısmı burasıdır.

📌Bu manayı fehmimize yakınlaştıracak bir misal verecek olursak. Kan zahirde kırmızıdır. Alyuvar ve akyuvar hücreleri kanın bilinen yani el-hikmetü’l-mantûk bihâ diye tabir edilen dile getirilmiş ve herkesçe bilinen kısmıdır.

📌Fakat kan üzerinde laboratuvar ortamında ince ve dikkatli bir tetkik yapıldığında alyuvar ve akyuvar haricinde lenfosit,monosit,trombosit vs gibi bilinmeyen birçok hücre olduğunu görürüz.

📌Zahirden bakınca kanda ki bu noktaları göremeyen kişiler bu hücreleri inkâr eder mi? Eder. Yalan söylemiş olur mu? Baktığı yerden ve derinlikten hayır. 

📌Kanda derinleşen ve kanın zahirinin arkasında geçip alyuvar ve akyuvar haricinde lenfosit,monosit,trombositi gören kişi yalan söyler mi? Hayır

Peki kanı kırmızı renkten ve alyuvar ve akyuvardan öte bilmeyen ve bilme çalışmasında olmayan birine kanın zahirinde yazılmayan   lenfosit, monosit,trombositi anlatabilir mi? Hayır…

📌İşte Kur’an-ı Hakîm’i veraset-i nübüvvet makamından ders veren eserlerde Hikmet kitabı olan Kur’an’dan gelen bir derinlik vardır. 

📌El-hikmetü’l-mantûk bihâ diye tabir edilen dile getirilmiş hikmet satırları arkasında bir de bizi ülfetten kurtaracak ve Kur’an’ı anlama adına yaptığımız çalışmalarımızda bize şevk ve manevi lezzet verecek el-hikmetü’l-meskût anhâ diye tabir edilen dile getirilmeyen hikmet kısmı vardır.

📌Bunu kabul edip bu minvalde çalışanlar için hikmet kapıları açılır. 

Bu kısmı reddenlerde zahiri hikmet parıltıları ile lezzetlenir.

📌En büyük problem zahiri hikmet parıltıları ile lezzetlenip gizli hikmet kısmını inkâr ederek bu tür manaları ifade edenleri eleştirmek manen tekfir etmek ve onları sadakatsızlık ile ittiham etmektir.

📌 El-hikmetü’l-meskût anhâ diye tabir edilen dile getirilmeyen hikmet kısmı ile uğraşan kişiler için zahiri hikmet ehlinin bu tenkidlerinin hiçbir önemi yoktur ve olamaz. Zira işi ile uğraşanlar kişilerle meşgul olmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir