Tefekkür

İbadet ve Ubudiyet

İBADET VE UBUDİYET Uluhiyet ve ibadet ilişkisinde zorunluluk vardır.”Karşılık” beklentisi ve niyeti baskındır.

📌Ben namaz kılarım Allah bana cenneti verir. Namazı kılmazsam cehennemde yakar. Dua ederim duamı kabul eder ve istediğimi istediğim şekilde verir.

📌Uluhiyet ve ibadet ilişkisinde fıkıh bilgileri esastır. Tefekkür ve ilme pek ihtiyaç hissedilmez.
İbadetler belli şekil ve ritüellerde çoğu zaman taklidi olarak ifâ edilir.

➡️Rubûbiyet – ubudiyet ilişkisinde ise zorlama değil zorunluluk vardır. Namaz kılmazsam “yakar” değil bunca yaradılış ve o yaradılışta ki hem bana hem bütün mevcudata bakan nimetlere karşı nasıl namaz kılmam nasıl şükürde bulunmam kılmazsam vicdani olarak “yanarım” vardır.

📌Dua da mahiyetim olan aczimin,fakrımın farkındalığı ile sonsuz kudrete ve rahmete yaptığım baş vurudur. İstediğim aynısını beklemek değil bana uygun olanı ilmi istemek ve halimi arz etmektir.

📌Rububiyet dairesinin farkındalığı ile ubudiyeti ifa etmek insaniyetin zorunluluğudur.

📌Rububiyet -ubudiyet ilişkisinde fıkhı ekber olan marifetullah ve iman eğitimi esastır. İbadetlerde sergilen fiiller ve söylenen kelamların içi büyük bir tefekkür ve farkındalık ile doludur ve her tesbih büyük bir farkındalık ile ve ihtiyaç hissedilerek söylenir.